Mahsul Ziyaretleri
Nar Ekşisi Yapımı
Mahsul Visits:
Pomegranate Syrup
Narlar ikiye ayrılıyor, çevredeki üzüm bağlarının kütüklerinden kesilerek yapılmış tokmaklarla elde vurarak tek tek ayıklanıyor. Yaylada tokmak sesleri yankılanıyor, sesi duyan bir el uzatıyor. İmece usulü ayıklanmaya akşamüstü başlanan 200 kiloya yakın nar sonraki öğleden sonraya kaynamaya hazır hale geliyor.
Çizmeler giyiliyor, çuvallara doldurulan narlar pekmez küvetinde çiğnenerek eziliyor. Süzülen su elekten geçiriliyor ve yavaş yavaş külle sıvanmış çelik kazana dolduruluyor. Odun ateşinin üzerine yerleştirilen kazandaki nar suyu yavaş yavaş kaynıyor, köpükleri sürekli temizleniyor. Akşama yoğunlaşan ekşi ocaktan alınıyor, soğumaya, demlenerek yoğunlaşmaya bırakılıyor.
İmece üretim süreci, hem emeğin hem de anıların, bilgilerin paylaşıldığı, ortak sofraların kurulduğu kolektif bir deneyim. Odun ateşinde pişen ikramlıklar tüm bu sürece eşlik ediyor. Nar ekşisinin kokusu çevreye yayılırken nar bahçesinde ağaçların altında büyüyen acebekler (börülceler) ekşi kaynatma işine yardıma gelen komşulara dağıtılıyor.
Çizmeler giyiliyor, çuvallara doldurulan narlar pekmez küvetinde çiğnenerek eziliyor. Süzülen su elekten geçiriliyor ve yavaş yavaş külle sıvanmış çelik kazana dolduruluyor. Odun ateşinin üzerine yerleştirilen kazandaki nar suyu yavaş yavaş kaynıyor, köpükleri sürekli temizleniyor. Akşama yoğunlaşan ekşi ocaktan alınıyor, soğumaya, demlenerek yoğunlaşmaya bırakılıyor.
İmece üretim süreci, hem emeğin hem de anıların, bilgilerin paylaşıldığı, ortak sofraların kurulduğu kolektif bir deneyim. Odun ateşinde pişen ikramlıklar tüm bu sürece eşlik ediyor. Nar ekşisinin kokusu çevreye yayılırken nar bahçesinde ağaçların altında büyüyen acebekler (börülceler) ekşi kaynatma işine yardıma gelen komşulara dağıtılıyor.
The pomegranates are cut in half and sorted one by one by striking them by hand with mallets cut from the stumps of the surrounding vineyards. The sound of the mallets echoes around the plateau, and anyone who hears the sound reaches out a hand. Nearly 200 kilos of pomegranates are ready to be boiled in the afternoon.
Boots are put on, pomegranates filled in sacks are crushed by chewing in the molasses tub. The strained water is passed through a sieve and slowly filled into a steel cauldron plastered with ash. The pomegranate juice in the cauldron placed on the wood fire slowly boils, the foam is constantly cleaned. In the evening, the thickened sour juice is removed from the stove and left to cool, infuse and thicken.
The ‘imece’ production process is a collective experience in which both labour and memories and knowledge are shared and common tables are set. Treats cooked in the wood fire accompany this whole process. As the smell of pomegranate syrup spreads around the area, acebek (cowpeas) growing under the trees in the pomegranate orchard are distributed to the neighbours who come to help boil the syrup. (Deepl)
Boots are put on, pomegranates filled in sacks are crushed by chewing in the molasses tub. The strained water is passed through a sieve and slowly filled into a steel cauldron plastered with ash. The pomegranate juice in the cauldron placed on the wood fire slowly boils, the foam is constantly cleaned. In the evening, the thickened sour juice is removed from the stove and left to cool, infuse and thicken.
The ‘imece’ production process is a collective experience in which both labour and memories and knowledge are shared and common tables are set. Treats cooked in the wood fire accompany this whole process. As the smell of pomegranate syrup spreads around the area, acebek (cowpeas) growing under the trees in the pomegranate orchard are distributed to the neighbours who come to help boil the syrup. (Deepl)